21 Ağustos 2013 Çarşamba

"Lessen uit Andalusië"

Een mooi en informatief stuk dat ik heb gelezen wil ik graag met jullie delen. De schrijfster heeft zeker gelijk dat hier les uit kan worden getrokken voor vandaag.

B.

Bron: MoslimVandaag Exclusief | 20 juli 2013 | Jaargang 1 | Nummer 9 | www.moslimvandaag.nl

In het jaar 92 AH landden de moslims in Spanje. Zij heersten daar tot het jaar 897 AH. Dat betekent, dat zij daar voor de duur van wel 805 jaar verbleven. De islamitische geschiedenis begon bij de eerste openbaringen van de Qur’an aan de Profeet Mohammed (v.z.m.h.), ruim 1400 jaar geleden. Meer dan de helft van deze periode maakte Spanje daar dus deel van uit!

Waarom is de geschiedenis van Andalusië voor ons zo belangrijk? Wel, het verhaal van Andalusië illustreert op doeltreffende wijze zowel waar eenheid toe leidt, als waar verdeeldheid toe leidt. De keuze aan ons is wat wij hier mee doen. In Andalusië hadden de moslims succes zolang zij in een pluralistische maatschappij met respect en tolerantie ten opzichte van elkaar samenleefden. Toen zij elkaar begonnen te bestrijden gingen zij ten onder.

3 Ağustos 2013 Cumartesi

"Eleştiri geliştirir". Allah yolunda da.

Allah yolunda mücadele etmek istiyorsak şayet ve o yolda ilerlemek istiyorsak, ilkin - samimi olan - eleştirilere açık olmamız lazım ve kendimiz de etrafımıza eleştirisel bakabilmemiz lazım. Belki bunları zaten doğal bir şekilde - bilinç altında - yapıyoruzdur. Fakat bu iki tutum ilerleyebilmek için okadar önemli ki, onları bilinçli bir şekilde geliştirmek gerekiyor; bilinç "üstüne" çıkarmak gerekiyor. Neden mi?

Hayatımız boyunca tek bir bakış açısıyla doğruları yakalayamayız. Bu da tam Müslüman bireyin yakalaması gereken özellik: Doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek. Bunu başta Kur'an ile yapmalıyız, çünkü o bizim için doğruyu yanlıştan ayırt eden Kitap'tır (Enfal 29, İsra 81, Furkan 1). O kemale erdirilmiştir, eksiksizdir, mükemmeldir (Enam 115, Ankebut 51, Maide 3). Eksik olabilen ancak biz olabiliriz. Henüz birikimimiz yetersiz olabilir. Hele sadece tek bir bakış açısına sahip isek. Onun için müslüman birey daima (samimi) eleştirilere açık olmalıdır. Ancak bu durumda kendisini geliştirebilir ve Allah katında takva derecesini yükseltebilir. Rabb'imizde zaten bunu istemiyor mu bizden: Takvalı olmamızı? Onlar sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar diyor Kur'an (Zumer 18). Bunun için de duymak yetmiyor dinlemek gerekiyor. Nihayetinde dinlemekle de yetinemiyoruz. En güzel söze uymamız lazım; yani onu yaşamak lazım.