21 Aralık 2014 Pazar

Ana, baba

Ana ve baba kelimeleri okadar "ağır" ve "dolu" ki... okadar duygu taşıyan, güven taşıyan kelimeler ki... Nice kelimeler bu duygulara bağlanmış:

Anavatan
Ana kucağı
Ana şefkati
Anayasa
Anadil
Anadolu
Anaokulu
Devlet baba
Babayiğit
Baba adam
Babacan
Baba diyarı
Baba ocağı
Baba yurdu
Baba evi

Tek başımıza, sakin bir ortamda, ana deyince aklımıza ne geliyor? Ya baba deyince? O olması gereken ideal anne ve baba şahsiyetleri gelmiyor mu akla? Ama yoklar. Hiç bir anne veya baba mükemmel değil. Tıpkı mükemmel insanların olmadığı gibi.
İnsan beşer. Beşer şaşar. Hatasız kul yoktur. Ama yine de ana deyince yüklü bir anlam ifade ettiğimizi fark ederiz. Baba deyince de öyle.
Ana... Baba... karşılıklı beklentiler oluşturan iki yüklü kavram. Asıl mesele bu beklentilerin ne kadar karşılık gördüğü.

B.T.

24 Ekim 2014 Cuma

Film gibi

Filmler neden gerçek olamıyor
Romantik, duygusal, macera, komedi

Neden uydurulması gerekiyor
Onur, Sevgi, Vefa, Erdem

Neden film gibi hayat dememiz gerekiyor
Hayat gibi film demek varken

Neden sadece filmlerde diyebiliyoruz ancak
Hayatımızda diyebilmek varken

Eğer gerçekten yoksa o değerler
Filmler neden örnek olamıyor

Kirlenmemiş hayat ancak beyaz perdede
Güzellikler ancak rollerde mi

Hayatta olmaz mı kurgudaki
Gerçek olamaz mı senaryo ki

İdeal hayat ancak çevrilir mi

B.T.

18 Ekim 2014 Cumartesi

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü

Eskiden üzerinden kolayca geçtiğim, bir kulağımdan girip diğerinden çıkan bu atasözünü, yaşadığım bazı duygular sonucunda şimdi daha iyi anlıyorum.

Şu alıntı açıklamalarıyla beraber seninle paylaşmak istedim:

"Birisinden bir şey istemek zorunda kalan kimse utanır. Ama onun yüzsuyu dökmesine karşı istediğini vermeyenin daha çok utanması gerekir."

"İnsanlar her zaman birbirlerinin yardımına ihtiyaç duyarlar. Bu onların bir toplumda birlikte yaşamalarının bir sonucudur. Yardım, kişinin gücünün yeterli olmadığı durumlarda yapılan bir eylemdir. Kendi güçsüzlüğünü kabul ederek bizden yardım istemeye gelen kişi, kendisinden, kendi onurundan fedakârlıkta bulunarak gelir. Öylesinin istediği yardımı gücümüz yetiyorsa mutlaka karşılamalıyız. Kendimizi onun yerine koymalı, yapacağımız yardımı da onun insanlık onurunu koruyarak yapmalıyız. Yardım edecek durumda olup da yardım etmemek utanç verici bir davranıştır. İnsanlığa yakışmaz."

15 Eylül 2014 Pazartesi

Güven bana

Aslında bir insan 100% güven veremez de alamaz da.
Nasıl verilebilir ki? Ne ile?
Güven ancak güvenmemek için bir neden olmadığı sürece vardır.
Ve o süreç devam ettikçe de artar. O anlamda uzun vadeli bir olgudur.
Fakat bir yanlış ile anında yitirilebilir.
Sonra bir daha eskisi gibi olmaz...

Belki de güven insanlar arasında oluşturulabilir en önemli duygudur.

B.T.

26 Ağustos 2014 Salı

Sabır

Hayatımız boyunca büyük ve küçük sabırlar göstermemiz gerekiyor. Birini gösterip bitiriyoruz tekrar bir diğeri yerini alıyor. Hayat daima sabır bekliyor bizden. Hiç durmadan. Kimi dakikalardan ibaret kimi yıllardan, kimi ise bir hayattan. Gereken sabır gerektiği kadar gösterildiğinde sonunda hep bir mükafat, bir kazanç vardır insan için. Fakat gereken sabır gösterilmediğinde de bir kayıp.

Aslında imtahanımızın bir parçası bu hayatta gösterebildiğimiz sabırdan geçiyor. İmtahanı kazanmanın yollarından biri sabır göstermek.

Geriye kalan soru; asıl sabrın ne olduğu ve nasıl gösterildiği...

kurankelimeleri.blogspot.nl

B.T.

8 Ağustos 2014 Cuma

30 Temmuz 2014 Çarşamba

25 Temmuz 2014 Cuma

Birliğin Gücü

Doğadaki ayetlerden birazcık örnek alsak...

24 Haziran 2014 Salı

Yürekli kalp

gün geçti yine gece yarısı
gözümde yaş kalbimde hüzün
onu dinliyorum
ya bırakırsa atmayı
beni mahşere atarsa
yeterince azık var mı
alındı mı rıza
tamam mı görev
geride kalanlar ne der
ne saklar içler

ya uyanırsam sabah
daha nelere karşı koyacak
yürek ister hayat
kendisine dayanacak
niyet bizden başarı O'ndan
yola devam
herşey senin atmanla başladı
senin durmanla bitecek

B.T.

15 Haziran 2014 Pazar

Kült ve din

Kültür hayatın bir yorumudur, Dîn ise tek nizamı.
B.T.

11 Mayıs 2014 Pazar

Oba

Bazı şehirlerde öyle yerler vardır. Herşeyin güzel, huzurlu ve yeterli bir şekilde bir arada olan. Nasip olursa böyle yerleri keşfederiz ve gönlümüzün bir köşesinde yer veririz onlara. Tatlı bir yer.

İnsanlar masum bir şekilde bir araya gelirler böyle yerlerde. Tarafsız bir bölge gibi. Her yaştan ve renkten insan bulabilirsiniz orada. Her türlü kültür. Oturup seyretmek huzur verir. Görmek birşeyler kazandırır insana.

Öyle yerlerde herşey bulabilirsiniz insanın askari ihtiyaçlarını karşılayacak: İnsan, ortam, ses, sessizlik, görüntü, manzara, ışık, oturabilecek yerler, sohbet, yemek, içecek, çatı, lavabo, temiz hava ve şansınız varsa kitap, müzik, müze gibi şeyler. Herşey bir araya toplanmıştır veya denk gelmiştir.

Bugün yine öyle bir yere vakit ayırdım. Amsterdam merkezinde OBA ve çevresi. Günlerden pazar. Anneler günü. Önce kütüphanede biraz dolaştım. Sessizlik alanında oturup Doğu ve Batı Arasında İslam kitabından okudum. Sonra biraz daha dolaşırken birinci kattan zemin katı gören bir yere yaslandım. Aşağıda insanlar piyanonun etrafında toplanmış, birkaç gencin sırayla güzel çalışını dinliyor. Sağımda solumda insanlar okuyor. Kimileri beraber çalışıyor. Bazı köşelerde muhabbet. Üst katta güzel manzarası olan La Place. Sol aşağı köşede Vapiano'nun bir kısmı görünüyor. Alt kat çocukların okuma ve algılama dünyasına ayrılmış. Yedi kat ilim, bilim, kültür ve sanat dolusu bir bina. Bu ülkede o kadar olumsuzluk arasında yine de hizmet sunulan güzel bir ortam. Etrafta istasyon, dükkânlar, müzeler ve su manzarası.

Dışarıda şu an yağmur yağmıyor. Şimdi bir yürüyüş ve temiz hava zamanı, yan tarafta bulunan konservatuvarda biraz klasik müzik sonra yine buradayım. Menüde Vapiano, arapça ve Aliya İzzetbegoviç var...

B.T.

p.s. "oba" kelimesine sözlükten bir bakın; değişik ilginç anlamları var...

The Roadtrip (2014 - GB - part 2)

One big island.
Three bold men and a Harry.
A trip through Edinborough, London and Wales.
A night with Yanni and his nightingale.

"Do you speak English?" ... (3 minutes later) ... "Do you speak English?"
"Bari domatesleri koysaydık..."
"Ben aslında yiyebilirim abicim, demin vejetaryan yedim ya..."
"Günaydın abicim, siz yemek yediniz mi?"
"Özlem her ilişkide lazım..."
"The NORTH..." and "The SOUTH..."

cast: the Wall, Tolstoy, Ortak and me

since May on your smartphone...

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Alışkanlık

Alışkanlık. Bu olgunun oluşması senelerinizi alabilir. Fakat türe göre bu birkaç ay, hafta veya gün de olabilir. Alışkanlıkların kötüsü de vardır iyisi de. Aslında hayatta bütün mesele de budur. Neleri alışkanlık haline getiriyoruz veya gelmesine izin veriyoruz? Hangi alışkanlıklarımızdan vaz geçiyoruz veya değiştirmeye çalışıyoruz?

Bir şeye alışmak kolay değildir fakat alıştığımız şey artık kolaydır. Alışkanlıklar uzun ömürlüdür ve böyle güçlü bir olguyu değiştirmek, ondan vaz geçmek de zordur.

Nefs bu karar ve çabalarımızda yanı başımızdadır. Kendisine tatlı geleni alışkanlık haline getirmemizi ister. Sonrası da bize kalmıştır. Neyi seçiyoruz? Ne yapıyoruz? Nelerin alışkanlık haline gelmesini istiyoruz?

Birkaç gün birşey yapmamak bile artık günlerimizin boş geçmesini alışkanlık haline getirebilir. İş işten geçtikten sonra belki ne kayıplar verdiğimizin farkına varırız. Namaz kılmak alışkanlık haline getirilebilir ve zor iken kolaylaşmış olur. Aynısı tersi için de geçerlidir; kılmamak da alışkanlık halidir ve "kolaydır".

Fazla yemek yemek, geç yatmak, çok konuşmak, yardım etmemek, israf etmek, Kuran'dan uzaklaşmak, bunların hepsi alışkanlık haline gelebilir. Aynısı tersi için de geçerlidir. Nelerin alışkanlık haline gelmesini, kolaylaşmasını isteriz ve bunun için gereken çabayı ortaya koyarız? Asıl mesele budur. Diğer engel görünen etkenler sonra gelir ya da bahanedirler.

Genelde doğru şeyleri alışkanlık edinebilmenin bir bedeli vardır. Vakit, enerji, nefsi terbiye etmek gibi. Kötü şeyleri genelde daha kolay alışkanlık haline getirebiliriz, fakat onların da sonucunun bir bedeli vardır...

B.T.

16 Nisan 2014 Çarşamba

"Fakir"in gücü

Kaybedecek birşeyi olmayan daima kaybedecek birşeyleri olandan daha güçlüdür.

B.T.

23 Ocak 2014 Perşembe

"10 vragen over Syrië die je niet durfde te stellen"

Een informatief en duidelijk stuk dat je een goed overzicht geeft van de problematiek in de regio en de verhoudingen in de wereld daaromtrent.