3 Ocak 2015 Cumartesi

Hüzün

Ne kadar mutlu olsam da, ne kadar huzurlu olsam da, hüzünü unutmak istemiyorum. Körelmek istemiyorum ona karşı. Tadını unutmak istemiyorum. Hissetmek istiyorum gerektiğinde.

Çünkü o bana dünyanın halini hatırlatıyor. Yok. Dünya güzel. Aslında o bana insanlığın dünyayı ne hale getirdiğini hatırlatıyor. Halifeliğinin hakkını veremediğini.

Çünkü o bana ideali hatırlatıyor, olması gerekeni. Doğruyu. Hakkı. Bunu unutursak eğer, yolumuzu tamamen kaybetmiş duruma gelmiş oluruz. Sapmış oluruz.

Neyse ki hüzünü bana unutturmayacak yeterince şey var etrafta. Kimisi gerçek, kimisi kurgu, ama nihayetinde hatırlatıyor.

Terk etme beni...

B.T.

Değerler paylaşmak

Eğer birşeyler anlatmak istiyorsanız birilerine. Eğer değerler paylaşmak istiyorsanız. Eğer gerçekten dinlenmek istiyorsanız. Eğer beraber doğruları bulup onları beraber yaşamak istiyorsanız. Eğer omuz omuza vermek, sırtınızı ona dayayabilmek istiyorsanız. Eğer sevmek sevilmek istiyorsanız. Eğer dost olmak, kardeş olmak istiyorsanız...

Bunlardan önce kalbe, gönüle hitap etmek gerekir. Yoksa hepsi boşa...

B.T.

Evimin Direği

Belki komik gelebilir, ama böyle bir ifade samimiyetle bir bayan tarafından eşi için kullanılsaydı bu nasıl bir aile tablosu çizerdi aklınızda? Bir eş bu ifadeyi nasıl kullanabilir? Eşi nasıl bir insandır ki bu ifadeye laik görülür?

İlk başta büyük bir sevgi bağı mevcuttur her halde. Sonra karşılıklı müthiş bir saygı. Kadın erkeğine teslim olmuştur, onun yanında huzurlu ve güvende hissediyordur kendini. O da onu himayesi altına almıştır, çünkü onun sorumluluğudur, namusudur. Erkek kadınını, çocuklarını ve evini koruyordur. Onları rızıklandırıyordur. Ve tabi bu olgular arasında karşılıklı mutluluk sözkonusudur. Sanırım ancak bu durumda bir bayan erkeğine bu ifadeyi laik görür.

Eski Türk filmlerinden aklımda kalmış. Acaba gerçekten var mıdır böyle birşey yoksa ben fazla film mi seyrettim :-)

B.T.